1993 yılında Avrupa Şampiyon Kulüpler Ligi`ne katılan ünlü takımımız Galatasaray, İstanbul`daki ilk maçında Barcelona ile berabere kaldıktan sonra, bir gazetecimiz, Barcelona teknik direktörü Johan Cruyff`a galiba biraz da övünmeyle imalı imalı: "Ne dersiniz Mr. Cruyff?" demiş. "Galatasaraylı Suat sizce de Avrupa`da top koşturabilir mi? "Gazetesinde gene kendisinin yazdığına göre: "Anlayamadım?" demiş Cruyff şaşkın "Burası Avrupa değil mi? Galatasaray Avrupa liglerinde oynamıyor mu zaten? "Gerçekten ağzımızı açtık mı Avrupalılığımız konusunda mangalda kül bırakmayız ama, ilginçtir. Avrupalı olduğumuza yürekten inandığımızı söyleyebilmemiz de olanaksızdır galiba. Altı yedi yüzyıldır üzerinde yaşadığımız bu topraklarda. Avrupa`nın da neredeyse yarısını içine alan dünyanın en uzun ömürlü imparatorluklarından birini kurmuş olduğunuz, üstelik son iki yüzyıldır Avrupalılaşabilmek için Avrupalıların bir dediğini iki etmediğimiz halde, gerçekten hala niçin Avrupalılaşamamıştık acaba? Demirtaş Ceyhun, "Altı Şu Biz Kara Bıyıklı Türkler" adlı çalışmasının bir anlamda devamı olan bu kitabında, işte sorunun yanıtını arıyor şimdi de. Ne Avrupalılar bizi Avrupalı sayıyor, ne de kendi gözümüzde Avrupalı olabilmişiz hala acaba niçin? Avrupalılık şöyle dursun, köylü bile olamamış mıyız yoksa bu süreçte? Ceyhun`un bu çalışmasının da, verilmiş birçok kararınızı temelden sarsacağından hiç kuşkumuz yok.