Kitabımıza ad olan, “Ah Bu Doktorlar!”, daha önce aynı isimle yayımlanan ve her zaman gurur duyduğum mesleğim olan “Tıp Doktorluğunu ironik olarak eleştiren bir makalemin, ileri derecede menfi-müspet anlamda tepki alması sebebi ile tercih edilmiştir.
Aslında, hekimlik mesleğimin dışında, paramedical sahada neşredilmiş sekizinci kitabım olan “Ah Bu Doktorlar!”, daha çok, çeşitli vesileler ile değişik yerlerde ve özellikle de düzenli olarak yazmakta olduğum Medimagazin Nörofilozofi Köşemde yer alan ve daha önce okurlarımla buluşan “Rabbim Beni Doktorlardan Koru!” isimli kitabımdan sonra yayınlanan makalelerimi ihtiva etmektedir.
Makalelerimin hemen hemen hepsinin temelini, hekimlik mesleği merkezli, bilim, ahlak, sanat, gelenek, etik ve eleştirel aklın muvacehesindeki objektif düşüncelerim, fikir ve projelerim teşkil etmektedir. Akıldan geçenlerin aktarılmaması, paylaşılmaması veya aklın uykuya yatırılması, Aydınlanma Çağının büyüleyici Filozof Ressamı Francisco de Goya y Lucientes’in ifadesi ile “Aklın uykusu canavarlar yaratır” vecizesi, hep kulağıma küpe olmuştur. Bilim adamı kimliğimden ve objektiviteden taviz vermeden, zaman zaman ironik ifadelerle de olsa, okuyucularımı gülümsetmeyi yeğledim. Nitekim, kendisine İsrail Cumhurbaşkanlığı teklif edildiğinde, “Yapamam, çünkü objektif düşünmeye çok alıştım” cevabını vererek bu görevi kabul etmeyen Einstein, sadece bana değil, aslında herkese kendilerinin ufuklarınca bir ders vermişti.
Yazılarımın ilham kaynağı, özellikle doktorların ve üniversitelerin maruz kaldıkları tasvip etmediğim uygulamalar, güncel olaylar, okuduğum kitaplar, seyahatlerim ve akıl ve mantık süzgecinden geçirdiğim rüyalarımdır. Her alanda olduğu gibi, bu hususta da, eşine ender rastlanan doğulu ve batılı âlim ve filozoflar, ışığım ve rehberim olmuştur.