La Fontaine’e göre karınca tüm yaz çalışıp yiyecek biriktirirken ağustos böceği saz çalıp şarkı söylemiş, kışın da karıncaya muhtaç olmuştur. Karınca da yazın tembellik yapan ağustos böceğine gerekli dersi vermiştir. Bu yanlış hikayeyi herkes duymuştur. Oysa toprak altında türüne göre 4-17 yıl arasında yaşayan ağustos böcekleri yeryüzüne çıktıktan sonra 4 haftalık ömre sahiptirler. Kışın yaşamayacağı için yiyecek biriktirme endişesi olmaz. Ağustos böceğinin gerçek hikâyesini öğrenince bu sevimli, masum böceklere ne kadar haksızlık yapılmış olduğunu düşünmüşünüzdür. Aslında yanlış anlaşılan, yanlış anlatılan sadece ağustos böcekleri mi? Baktığımızda Mustafa Kemal Atatürk, Mevlana ve tarihe yön vermiş binlerce kişi hâlâ yanlış anlatılmıyor mu? Ya da yanlış anlaşılmalara, yanlış anlatımlara maruz kalmayan var mıdır?
Kalıplaşmış düşüncelerimiz dünyayı algılamamızı sınırlıyor olabilir. Nasrettin Hoca bir gün yolda bulduğu yaralı bir leyleği evine götürmüş. Hayatında hiç leylek görmediği için kuşun tipini yadırgamış. Önce gagasını kesmiş, yine beğenmemiş. Bacaklarını da kesmiş, yine olmamış. Kanatlarını da kestikten sonra, “Hah!” demiş, “Şimdi kuşa benzedin.”