Erkan Kösedağ, 2000 yılında Ağrı Dağı’nda yaşanan ölümlü bir dağ kazasını duyduğu kadarıyla kendi hayal gücüyle hikâyeleştirmiş ve bunu da gerçek ve hayali olayları, gerçek ve hayali kahramanlarla harmanlayarak okuyucuda gerçeklik duygusu yaratacak bir kurguyla kaleme aldığı romanının içerisine yerleştirmiş. Ağrı Dağı etrafında çeşitli olayların ve diyalogların da kullanıldığı bu kitap gerçeklik duygusuyla kendisini okutmayı başarıyor bence. Dağcılık edebiyatımıza yeni katılan bu özgün denemesinden dolayı Erkan Kösedağ`ı kutluyorum...
Ali Nasuh Mahruki
Akut Kurucusu - Dağcı
Uzun bekleyişin ardından yıllar sonra Ağrı Dağı’na çıkıyordum. Benim için o an dağcılık yaşantımda bir dönüm noktasıydı. Ağrı tırmanışı sonrasında daha yüksek ve zor birçok dağa zirve yaptım. Ancak Ağrı Dağı benim için hep farklıydı. Heybetli duruşu, bakışı ve zirveyle dağcıları buluşturması, bir kere daha oraya çıkma isteğini uyandırır insanda. Hakkında birçok efsane yazılmış bu gizemli dağ sadece dağcıların değil hayata farklı bakanların da görmek istediği mistik ulu bir doruktur. Bu kitap aşk, hüzün ve gerçekleri yalın bir dille okuyucusuna sunuyor. Ağrı Dağı’nı farklı bir yaklaşımla bize sunan bu kitap İskender Iğdır’ı da bir daha anmamıza vesile oldu.
Prof. Dr. Ersan BAŞAR
Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı