İnsan bir başkasının hikâyesidir. En çok da anne ve babasının. Genetiği geçtim, bu ruhen böyledir. Hiç istemezken onlar gibi olursunuz. Özünde yani. Evet, tıpkı nefeslerim gibi kesik kesik düşünüyorum. Ama anlatacaklarım öyle değil. Bir bütün. Yani en azından benim kafamda öyle.
Ağaçtaki kız anlatıyor. Güzel, içten, kalpten, derin ve tedirgin. Hiç olmayacak bir yerde olabilirmiş gibi. “Bu bir özgürlük ve aşk hikâyesidir” diyor ama çok daha fazlası. “İki hasta gencin hikâyesi. Birisi benim,” sonra böyle söylüyor, yalan değil. Ama ne söylesek eksik kalacak bir hikâye onunkisi.
Şebnem İşigüzel, okurunu sarsıyor ve onu asla düşürmeden unutulmaz bir romana hayat veriyor. Ağaçtaki Kız’la genç kahramanına, bir ülkeye, coğrafyaya, nesillere ses oluyor.
“İçinde yaşadığı toplumun şiddetinden kaçmak için elinden geleni yapan genç bir kadının özgün ve dokunaklı hikâyesi...”
-Publishers Weekly