Tükendi
Stok AlarmıBu çalışmanın başlıca amacı, Afrika’nın bazı örneklerinde self-determinasyonu algılayışı ve ilgili politikaları arasında farklılık bulunduğunun gösterilmesidir. Öte yandan kıta devletlerinin genelinde self-determinasyona dair ortak tutum ve algılayış bulunmakta, korunmaktadır. Bu noktadan hareketle bölge devletleri arasında self-determinasyon teamülü bulunmakta ve sömürgeciliğin tasfiyesi/sömürge yönetiminin varlığı, sınırların dokunulmazlığı ve toprak bütünlüğünün korunması kriterlerine dayanmaktadır. Başka bir deyişle genel olarak kıtada self-determinasyon olgusu yerleşmiştir. Diğer taraftan teamülün varlığına rağmen self-determinasyonun algılanışı ve uygulanışı, genel bir ifadeyle self-determinasyona dair politikalar bütün kıtada tekdüze değildir, farklılık gözlemlenmektedir. Bahse konu farklı örnekler birer istisnadır. Kıtadaki bu farklılıklar, aynı zamanda, uluslararası hukukta genelgeçer kabul gören self-determinasyon hakkından sapmaktadır. Bazı ayrılık taleplerinin başarılı olması, bu hareketlerin dile getirdiği tezler ve mevcut dönemde de bazı self-determinasyon örneklerinin sorgulanması kıta ve uluslararası hukuk arasında hakka ilişkin farklılıkların olabildiğini göstermektedir.
Bu çalışmada Batı Sahra, Güney Sudan, Biafra, Eritre ve Katanga temel olmak üzere çeşitli örneklerle Afrika’da self-determinasyon algıları, politikaları ve bu bağlamda hakka ilişkin örf ve adet hukuku incelenecektir. Kıtada ve dünyanın diğer bölgelerinde self-determinasyon, içeriği ve getirisi sebebiyle, gerginliğe neden olabilen ve istikrarsızlık yaratabilen bir olgudur. Uluslararası hukukun ve uluslararası ilişkilerin önemli öğesi devlet ile doğrudan bağlantılıdır, çok sayıda araştırma ve inceleme alanları ile ilişkisi de bulunmaktadır.
Afrika’nın ise self-determinasyonun uluslararası hukuk, uluslararası siyaset ve uluslararası ilişkiler tarihinde önemli bir yeri bulunmaktadır. Uluslararası Adalet Divanı gibi bizzat uluslararası yasal ve siyasi çevreler tarafından hakkın sömürge ve sınır gibi unsurları kullanılmıştır. Self-determinasyonun oluşmasının ve uygulanmasının yanında hakkın değişmesi gerektiğine dair tezlerin ortaya çıkmasında da kıtanın siyaseti, siyasi ve hukuki yapısı önemli bir araştırma ve inceleme sahası sunmaktadır.