Tükendi
Stok Alarmı“Taliban kocamın sakalını ölçmüş ve kısa olduğu için kafasına vurmuş. Göz damarları yırtılmış, dedi doktor. Kulakları da sağır oldu. Çok korktuk. Yolda ölsek de gidelim buradan dedik. Tüm paramızı kaçakçılara verdik. Geldik İran`a” (Afganistan).
“Babam, abim, ailenin erkeklerinin hepsi bahçede otururken bir patlama olmuş. Herkes parçalanmış. Tam bir hafta boyunca ağaçlardan ailemin etlerini topladım. Bazılarının etleri, saçları ağaçların üstüne kadar gitmişti”. (Suriye).
“Cenazeyi getirtemedik, çok pahalıydı. Nereye gömmüşler bilmiyorum. Biz çok geç gönderdik, o yüzden iyileşmedi. Doktorlarla konuştuk. Birleşmiş Milletlere gittim hiçbir şey yapmadılar. Kaçakçılarla gönderdik” (Afganistan).
“Bir kadın terlik giymişti, Taliban askerleri ayağına ateş etti. Bence kadın hak etti. Terlik İslam`a uygun değil. Benim mesela nişanlım başımı kapattı. Çok şükür hep kapalı giyinirim o günden beri” (Afganistan).
Bu kitap; İran’da yaşayan Afganistan uyruklu kadınlarla, Türkiye’de yaşayan Suriye uyruklu kadınların göç hakkındaki izlenimlerinin araştırılması amacıyla yazılmıştır. İki ülkede gerçekleştirilen alan araştırmalarıyla, bu ülkelerdeki göçmen kadınların hayatına yakından şahit olunmuş ve göçle ilgili düşünceleri sorgulanmıştır. Bugüne kadar göçten en çok etkilenen kesim olmalarına rağmen hep göz ardı edilen, savaşın da göçün de nesnesi konumunda olan kadınlara direkt hitap eden, onların düşüncelerini sorgulayan bu çalışma, kadınları göçün nesnesi olarak değil öznesi olarak ele almaktadır.