Tek bir sesle aydınlandı içimdeki bitmek bilmeyen o gece. Işıklar içinde şimdi dünyadaki kimsesizliğim, annesizliğim, babasızlığım, kardeşsizliğim, memleketsizliğim ve çaresizliğim... Bu ses babamın *Hadi oğlum* demesi gibi döşeğimin yanı başında, elleri saçlarımda. Bu ses annemin bir işe başlarken zikrettiği *Bismillah* gibi her daim abdestli ağzıyla. Bu ses abimin tel örgüler ardında *Sus ana yalvarırım* derken titreyen sesi gibi. Bu ses beyaz, bu ses bembeyaz... Bu ses şimdi tüm kimsesizliğiyle kimsesizliğimde budak budak dal vermeye hazır isyanlara gebe bir çınar ağacı gibi...
Geçmişle bugün arasındaki savaştan kim galip çıkacak? Aşk mı mantık mı? İntikam mı vicdan mı? Afel, toplumun en derin yaralarını sıra dışı bir üslûpla ele alırken okurları da içsel bir sorgulamaya itiyor. Büyük sırrı çözmek için yalnız değilsiniz üstelik; Hayyam’ın unutulmaz dizeleri de bu gizemli yolculukta size eşlik ediyor...