Yaşamların parçalanışını, parçalananlar çoğunlukla anlayamazlar. Doğmatik kalıpların sarıp sarmaladığı kimliklerinden sıyrılarak, toplum içinde birey olmayı kavrayabilmek akla, bilime dayanan eylem gerektirir. Ekonomik ve sosyal gelişmelerin çarpıklığı, köyü köylüyü etkilediği kadar bunun sürecinde doğal olarak kenti ve kentliyi de etkiler. Bu etkileşim çoğunluk için acılı bir süreçtir. Lütfi Kaleli, Acılı Yaşam adlı romanında, güncel gerçeklerle dağılmaya yüz tutan bir Anadolu köyünden, ‘taşı toprağı altın’ denilen İstanbul cehennemine zoraki göç dramını ve değişen insan kimliğinin hangi evrelerden geçebileceğinin ipuçlarını vermektedir bize. Yaşam kavgasının erdemi ve bu kavgadaki farklı yol ayrımları, tertemiz bir aşkın gergefinde dokunurken, yalın bir anlatımın estetiğiyle aktarılıyor okura. Kitap boyunca süregiden Acılı Yaşam, yaşadığımız ama görmemezlikten geldiğimiz ya da unuttuğumuz birçok gerçeği, aşkın ve direnişin amansız kavgası eşliğinde yeniden gözler önüne seriyor.