Katile dönüşen nazik bir çamaşırcı, ilk görüşte âşık olan gösteriş budalası bir arabacı, Hindistan Pakistan bölünmesi esnasında kaçırılan kızını arayan çaresiz ve acılı bir baba...
Daha önce başyapıtı Toba Tek Singh’i yayımladığımız Saadat Hasan Manto’nun öyküleri canlı, tehlikeli ve rahatsız edici; gündelik hayatın kasvetli ve karanlık yüreğini söküp önümüze seriyor... 1930`ların ortasından itibaren yazılan bu öykülerin birçoğu Bölünme’nin derin izlerini taşıyor. Bugüne dek alt kıtadan başka hiçbir yazar ülkesindeki yaşamın özünü böyle bir samimiyet ve canlılıkla yakalamayı başaramadı.
Elinizdeki seçkide yer alan öyküler, sadece güçlü bir öykü geleneğinin doğum anına işaret etmekle kalmıyor; aynı zamanda *başka* bir edebiyatın, pek bilinmeyen bir dünyanın da kapılarını aralıyor.