Sonra göz göze gelmişler ve *Sence de tuhaf değil mi?* diye sormuş. *Mehmet Hoca’nın alkollü bir anında itiraf ettiği gibi bizim gibi ülkelerde solculuk toplumsal bir statü galiba. Marks, sosyalizmin geleceğini zincirlerinden başka kaybedecek şeyi olmayanlara bağlamış... Oysa bizde tam tersi… Zenginlik solculaştırıyor bu ülkede... Ya da tam tersi... *Solculuğun içini boşalttılar...* der durur Mehmet Hoca ama hiç sanmıyorum bu doğru olsun. Bir kavramın içi nasıl boşalabilir ki? Boşalan kendi içleri... Kalplerinden geçeni konuşuyorlar anlayacağın… Sert adamlarsa başka bir vaka... Devrimin getireceklerine değil kendisine odaklanmışlar. Devrim kelimesine âşık olmuşlar adeta. O yüzden de bu kadar sabırsızlar ya zaten. Galiba kavgayı halktan çok daha fazla seviyorlar. Bazen böyle düşünüyorum. *Kavga insanın kalbini öldürür...* derdi baban. Ne kadar da doğru bir söz... Adam sen de… Kendimi kandırıyorum ben. İnsan böyle iyi bir şeyi hak etmiyor demek ki... Her şeyi kendisi için istiyor insan. Sadece kendisi için...*