Tükendi
Stok AlarmıÖnsöz
Anne ve baba olabilmek…
Belki de sorgulamamız gereken en önemli, hayati soru… Annebaba olduktan sonra bu mesleğin geri dönüşü, istifası ya da emekliliği ne yazık ki yok.
21. yüzyılda insan yetiştirmek sanırım biraz daha zor.
Toza toprağa bulanmayan, ninnisiz, dedesiz, ninesiz büyüyen yüzyılımızın çocuklarını nasıl anlayacağız? Onlara nasıl annebabalık yapacağız?
Nicedir suskun bu çocuklar. Reklamlarda, anababaların yerine ninni söyleyen oyuncaklar var artık. Duygusuz, hissiz, kalbi olmayan oyuncaklar...
21. yüzyılın çocuğu, televizyonda, canlı yayınlarda bir milyona yakın insanın öldüğünü gördü.
Modern yaklaşım bize “ilişkinin değil işin öncelikli” olduğunu söylüyor. Anne babalarımız sürekli meşgul. Bir meşguliyet ve hız asrındayız adeta… Bu çocuklara nasıl ve ne zaman anne ve baba olacağız?
Onların başına bu kadar sıkıntıları biz büyükler getirmişken, bu gencecik yaralı ve hasarlı gönülleri nasıl tamir edeceğiz?
Şu bir gerçek ki yüzyılımızın çocuğu bir önceki nesilden daha stresli, kaygılı ve rekabetçi.
Bugün, anne-babalarla çocukların arası açılıyorsa, modernite adına onların bazı özel yaşamlarına müdahale etmekte zorlanıyorsak, teknolojik cihazlar çocuklarımızı emziriyor ve avutuyorsa, devreye elektronik bakıcılar girmişse, tahammül sınırımız alarm veriyorsa, merhameti direğin tepesinden indirmeye başlamışsak, işte burada durun ve gözlerinizi kapatın. İki dakika düşünün ve akşam eve gidince kapatın televizyonunuzu, bilgisayarınızı… Oğlunuzu, eşinizi kızınızı alın karşınıza. İlişkilerinizi tekrardan gözden geçirin; bakıma ve tamire alın…
Şimdi, son sığınak ve güçlü bir kale olan aileyi, ana ve babalığı yüceltmek zorundayız…
Asla geç kalmadık…