Tükendi
Stok Alarmı20. yüzyılda, dünyanın birçok bölgesinde soykırımlar, etnik kıyımlar, kitlesel katliamlar, iç savaşlar meydana geldi. Bunlar her gün yaşanan sıcak örnekleriyle 21. yüzyılda da devam ediyor. Öyle görünüyor ki, bu soykırım ve katliamların temelinde yaşanan din, mezhep, kimlik sorunları ile sosyo-ekonomik eşitsizlikler devam ettiği süre, yaşanan insanlık dışı olaylar bitmeyecek. Bu kitapta ele alınan örnekler arasında Bosna, Türkiye’de medyanın ilgisiyle biraz bilinir olsa da, diğer soykırım, katliam ve etnik temizlik örnekleri hakkında çalışmalar sınırlı düzeyde kaldı ve Ruanda, Kongo, Liberya, Sierra Leone, Uganda, Sudan ve Çad’da meydana gelen çatışmalar ve gerçekleştirilen katliamlar, Türkiye’deki kamuoyuna ayrıntıları ile yansıtılmadı. 20. Yüzyılda Soykırım ve Etnik Temizlik, adlı bu çalışmada, tüm kıyım ve katliamların tarihsel ve antropolojik nedenleri göz önünde tutulmuş, karar vericilerin ve politikacıların nasıl hareket ettikleri, yaratılan suçların temelinde hangi saiklerin ve eşitsiz ilişkilerin yattığı ortaya konulmuştur. Tarihsel açıdan ele alınan örneklerde gerilimlerin bir kitlesel çatışmaya dönüşmesinin kaçınılmazlığı vurgulanmış; bu çatışma ve katliamların amaçları, benzeşen yanları, farklılıkları tarihsel, coğrafi ve ekonomik koşulları incelenmiştir. Bunun yanı sıra çatışma ve katliamlarda ortaya çıkan suçlar sırasında, uluslararası toplumun tutumu, gösterdiği tepkiler ve bunların sonucunda biçimlenen adalet mekanizmaları da kitapta değerlendirilmiş, özellikle toplumsal uzlaşma ve hakikat komisyonları tahlil edilmiştir.
Cenap Çakmak, F. Gözde Çolak ve Gökhan Güneysu’nun derlediği 20. Yüzyılda Soykırım ve Etnik Temizlik kitabının, soykırım, katliam ve etnik temizlik kavramlarının sıkça tartışıldığı günümüz Türkiye toplumunda bu kavramlara bir ölçüde açıklık getireceğine inanıyoruz.
Umuyorum ki Komisyon’un çalışması, temizlemek için yaraları tekrar açacak ve böylece iltihaplanmasını engelleyecektir. Yüzeysel bakmamalı ve geçmişe mazi dememeliyiz, çünkü bunlar mazi olmayacaktır ve bize musallat olmak için dönecektir. Gerçek uzlaşma kolay değildir, bedeli ağır bağışlamaya dayanmaktadır. Bağışlama öncelikle pişmanlığa bağlıdır ki, bu yapılan hataları kabul etmek anlamına gelir ve ardından gerçeğin ifşası ortaya çıkacaktır. Bilmediğin bir şeyi affedemezsin.Desmond Tutu