Tükendi
Stok Alarmıİçindekiler
Önsöz
Kaynak Kitabı Tanıma Çalışmaları
Birinci Bölüm: 19. yüzyılın Mirası
Giriş Metni
1.1. 1789`un dünyası
1.2. Sanayi Devrimi
1.3. Değişen Dünya - Değişen Toplum
1.4. Batı`nın Dönüşümü
1.5. 20. Yüzyılın Şafağı
1.6. Osmanlı İmparatorluğu`nun Son Yüzyılı
İkinci Bölüm: Dünya Savaşları
Giriş Metni
2.1. Birinci Dünya Savaşı
2.2. Ekim Devrimi
2.3. Arayış Yılları
2.4. Büyük Bunalım
2.5. Diktatörlükler
2.6. İkinci Dünya Savaşı
2.7. Türkiye: İmparatorluktan Ulus - Devlete
Üçüncü Bölüm: Umut ve Refah Yılları
Giriş Metni
3.1. Yeni Bir Uluslararası Düzen
3.2. İki Kutuplu Dünya
3.3. Sömürgeciliğin Sona Erdirilmesi
3.4. Avrupa Kendini Sorguluyor
3.5. "1968"
3.6. Türkiye`de Demokrasi ve Refaha Doğru
Dördüncü Bölüm: Kriz Yılları
Giriş Metni
4.1. 1970`lerin Dünyası
4.2. Ekonomik Kriz ve Refah Yıllarının Sonu
4.3. Uluslararası Düzenin Krizi
4.4. Siyasetin Krizi
4.5. Sosyalist Sistemin Sonu
4.6. Türkiye: Kriz ve Dönüşüm
Beşinci Bölüm: 20. Yüzyılın Sonu
Giriş Metni
5.1. Yeni Dünya Düzeni ve ABD
5.2. Avrupa Birliği`nin İzindeki Avrupa
5.3. Kuzey ve Güney
5.4. Türkiye: Toplumsal Bütünleşme Sancıları
Kaynakça
Sosyal bilimler alanına ait temel beceriler öğrencilere kazandırılmadığı sürece öğrenciler ezberledikleri çoğu şeyi daha yıl bitmeden unutacaklardır. Ama bir gazete yazısının veya bir belgenin eleştirel okunması gibi bir beceriyi elde etmiş bir kişi bunu kaybedebilir mi?
20.Yüzyıl Dünya ve Türkiye Tarihi kaynak kitabı bu anlayışla hazırlanmış bir "ilk model", başka bir örnek yok... Öğrencilerimiz bu kitabı ilk ellerine aldıklarında hayranlıkla sayfalarını çevirdiler, ilk kez böyle bir kitapları oluyordu. 21.yüzyıldayız ve insan bu durumu görünce üzülmeden edemiyor. Siyasi olgularla iç içe geçirilmiş bir kültür tarihi... İşte öğrencilerin tam da ihtiyacı olan yaklaşım buydu. Canlı, malzeme dolu, çok yüzlü, çok işlevli ve güvenilir. Bu nedenle Gökçen Alpkaya, Faruk Alpkaya ve Tarih Vakfı`na teşekkür borçluyuz. Nihayet...
Öğretmen kitabı fazlasıyla teknik gözükebilir, doğrudur. Çünkü bizler, bu kitapta belli bir perspektiften çeşitli teknikler sunmaya çalıştık, eksik gördüğümüz bir noktaya eğildik. Bunları dersine nasıl entegre edebileceğinin en iyisini, öğretmen bilir. Bunlar öneridir. Sadece eksik olan bir yaklaşımı vurgulamaya çalıştık. Bütün bunlar öğretmenlerin kendi alıştıkları yöntemleri tamamen bırakması anlamına gelmemeli, bunun mümkün olmadığını da doğru olmadığını da biliyoruz. Her öğretmenin kendine özgü bir üslubu vardır, önemli olan, o üslubun; demokratik ve farklı perspektiflerden yaklaşım, sorgulama, eleştirel düşünme, analitik düşünme, evrensel normlarla entegrasyon ve insan haklarına aykırı öğeler taşımaması ilkeleri ile uyumlu olmasıdır. Eğer bu normlar mevcutsa o zaman bizlerin yazdıklarını sadece bir zenginlik olarak kendi uygulamalarına katmaları dışında başkaca bir beklentimiz olamaz.
(Tanıtım Yazısından)